28 Mart 2015 Cumartesi

ZAYIFLAMA DA....METABOLİC BALANCE PARMAK İZİ YÖNTEMİ


Metabolizmayı dengeleyen metabolik balans yöntemi, inatçı kilolardan kurtarırken insülin direnci, metabolik sendrom, obezite ve tiroid hastalıklarının tedavisine de katkı sağlıyor.



Metabolizmayı dengeleyerek hem bir takım hastalıkların tedavisine destek olan hem de çeşitli nedenlerle verilemeyen kiloları verdiren yöntem, programın eğitimini alan doktorlar ve diyetisyenler tarafından uygulanıyor.

21 Mart 2015 Cumartesi

İŞTAHSIZ ÇOCUKLARDA BESLENME TEDAVİSİ

                 
İştahsızlık, yeme isteğinin azalması veya kaybolması olarak tanımlanmaktadır. Her yaş grubunda görülebildiği gibi çocukluk çağında %20-35 aralığında görülmektedir. Özellikle 9 ay- 2 yaş grubu çocuklarda çok sık görülen iştahsızlık tedavi edilmesi gereken bir beslenme sorunudur.
 * Yeme problemleri olan çocukların olmayan çocuklara göre daha zayıf ve kısa boylu oldukları saptanmıştır.
Çocuklarda Görülen İştahsızlığın Nedenler:
1. Fizyolojik: Hastalık etkeni olmaksızın karşılaşılan adaptasyon sorunları; diş çıkarma, püre besinlerden katı besinlere geçme, yeni tatların denenmesi, tat ve kıvama alışamama vs.
2. Patolojik: Hastalık etkenlerine bağlı olarak gelişir; besin alerjileri, çölyak, demir eksikliği anemisi, parazitler, kabızlık, akut veya kronik enfeksiyonlar, tümörler, kalp yetmezliği vs.
3. Psikolojik: Daha çok çocuğun aile ve çevresiyle ilgili yaşadığı durumlar; anne-çocuk ilişkisi, ailelerin yanlış beslenme alışkanlıkları, zorlayarak yemek yedirme, besinler arası geçişin çocuğu zorlaması, anne ve babanın boşanması, öğünün özellikleri, çocuğun karakteristik özellikleri vs.
* 3 haftadan uzun süren iştahsızlığın altında genellikle tüberküloz, kalp ve karaciğer hastalıkları, kronik enfeksiyonlar, gastrik reflü, kronik böbrek yetmezliği, bazı doğumsal metabolik hastalıklar vardır. Böyle bir durumda mutlaka doktor ile görüşülmelidir.
*Çocuklar büyüdükçe ihtiyaçları yavaşça azalır, öğün saatleri azalır.
İştahsız Çocuğa Yapılması Gerekenler:
1. Yemekten Önce Yapılması Gerekenler:
Sofraya oturmadan önce çocukla oyun oynayın.
Düzenli olarak aktivite yapmasını sağlayın.
Yemekten önce şeker, çikolata gibi abur cubur besinler vermeyin.
Yemekten önce çocuğun aç olduğundan emin olun.
Birlikte yemek yapın.
2. Yemek Sırasında Yapılması Gerekenler:
Yemekleri çocuğa ödül veya ceza unsuru olarak göstermeyin.
Çocuk açlık belirtileri göstermiyorsa yedirmeye çalışmayın.
Israr etmeyin ve sakin davranın.
Yemediği besini her sofraya oturuşunuzda tekrar tekrar sunun.
Çocuğun yemekle oynamasına izin verin. 1,5 yaşından sonra çocuğa uygun kaşık ve çatal alın, onunla yemesini sağlayı
Sofrada tüm aile fertlerinin olduğundan ve herkesin aynı yemeği yediğinden emin olun.
Yemek yenirken televizyon gibi çocuğun dikkatini dağıtacak unsurları ortadan kaldırın.
Çocuğun tabağına yiyebileceği miktarda yemek koyun. Yemekler onun çiğneyebileceği kıvamda ve büyüklükte olmalı, aşırı sıcak veya soğuk olmamalıdır.
Çocuğun yarım saat gibi bir sürede yemek yediğinden emin olun.
Doyduğunda yemeye zorlamayın.
7. aydan itibaren püreli beslenmeye geçin.
‘Yemek sofrada yenir’ mesajını verin.
Yemeği yemiyorsa alternatif yaratmayın, başka yemek önüne sunmayın.
İlk defa tattırılacak besinleri bulamaç halinde değil tek tek deneyin.
Yemediği yemekleri süsleyerek önüne sunun.
Sevdiği yemeklere sebzeleri de dahil edin.
Çocuğun neyi reddettiğini tespit edin. Eğer kaşıkla yemeği reddediyorsa biberona dönün, katı besinleri yemek istemiyorsa püreye geçin.
Fazla süt içmenin de iştahsızlık yaptığını unutmayın ve çocuğa günde 500 ml’ den fazla süt vermeyin.

* Çocuğun büyüme ve gelişimi percentil takibiyle bakılır, iştahsızlığı değerlendirilir. 

9 Mart 2015 Pazartesi

11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası

11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası
  Tuz, vücuda doğal olarak besinlerle alınan, ayrıca göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak elde edilen bir maddedir. Genel olarak % 40 sodyum ve % 60 klorür minerallerinden oluşmaktadır.
  Tuz, hücrelerin canlı kalabilmesi, kalbin atabilmesi, sindirim sistemi, kas fonksiyonlarının devamlılığı, sinir iletiminin sağlanması ve sodyum-potasyum dengesi gibi hayati fonksiyonların devamlılığı için önemlidir. Baharat olarak kullanılan tuz genelde sofra tuzudur. Sofra tuzu iyotlu ve iyotsuz olarak ayrılmaktadır. Sofra tuzu dışında deniz tuzu, kaya tuzu gibi tuz çeşitleri de piyasada bulunmaktadır.
  Ortalama olarak bir yetişkinin günde 4-6 gram tuza ihtiyacı vardır. Besinlerin tüketimiyle bu değer sağlanmaktadır. Türkiye’ de ise kişi başı ortalama olarak 18 gram tuz tüketilmektedir. Fazla tuz tüketimi sonucunda kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, osteoporoz, böbrek hastalıklarının görülme riski artmaktadır. Peki tuz tüketimini azaltmak için neler yapılmalıdır:
· Günlük tuz tüketiminiz 6 gramı (1 çay kaşığı) aşmamalıdır.
· Yemeklere tuz koymak yerine baharatlarla zenginleştirilmelidir.
· Masadan tuzluk kaldırılmalıdır.
· Besinlerin etiketleri mutlaka okunmalıdır, yüksek sodyum içeren besinlerden uzak durulmalıdır.
· Günlük sodyum gereksiniminin % 5 ve daha azını içeren besinler tercih edilmelidir (bu oran genellikle etiketlerde bildirilir).
· Konserve ürünlerden, kabartma tozundan, hazır ürünlerden (hazır çorbalardan bisküvilere kadar), fast food beslenme tarzından, salamura ürünlerden ve dondurulmuş ürünlerden uzak durulmalıdır.
· Üretim sırasında tuz katılan peynir, zeytin ve ekmek tüketimine dikkat edilmelidir. Peyniri suda bekletmek içerisinde bulunan tuzdan peyniri arındırmaz, bu yüzden az tuzlu peynirler, lor peyniri, az tuzlu zeytinler, kırma zeytinler, tuzsuz buğday ekmekleri tercih edilmelidir. 
· Dışarıda yemek yeme sıklığı azaltılmalıdır. 
· Maden suyu satın alırken dikkat edilmelidir. İçeriğinde kalsiyum veya magnezyumdan zenginleştirilmiş olanlar, günde maksimum 2 kere (400 ml = 2 şişe) tercih edilmelidir.


2 Mart 2015 Pazartesi

POLİKİSTİK OVER SENDROMUNDA BESLENME TEDAVİSİ

POLİKİSTİK OVER SENDROMUNDA BESLENME TEDAVİSİ
(poli: çok, kisk: içi sıvı dolu kesecikler, over: yumurtalık)
   Polikistik over sendromu (PCOS), üreme çağındaki kadınların % 5- 10’unu etkileyen ve kişinin yaşam kalitesini düşüren bir endokrin hastalığıdır. Overlerde (yumurtalıklar) normalde her ay bir yumurta olgunlaşır,  rahime düşer ve vücuttan atılır. Polikistik over sendromunda yumurtalıklarda birden fazla yumurta olgunlaşmaya başlar, yumurtaların hiç biri döllenmeye uygun hale geçemeden yumurtalıklarda küçük kiskler halinde kalırlar. Bu kişiler her ay yumurtalamazlar hatta bazı kişilerde hiç yumurtlama görülmez. Tipik polikistik overler (çok sayıda kist içeren over dokusu), uzun süre yumurtlama olmaması  sonrasında oluşmaktadır. 
 * PKOS’u olan kadınlarda testesteron (erkeklik hormonun) yüksekliği, insülin yüksekliği, prolaktin (süt hormonu) yüksekliği ve LH (luteinizan hormon) yüksekliği gibi hormonal bozukluklar görülmektedir. Bu hormon bozuklukları uzun dönemde kadınların sağlığında olumsuz etkileri olmaktadır.
    Polikistik over sendromuna neden olan etmenler henüz açıklanamamıştır ancak genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğu söylenmektedir.
 PCOS'un belirti ve bulguları:  
- Menstrüel düzensizlikler

- Siklüs aralarının uzaması, yılda dokuzdan daha az menstrüasyon olması

- Menstrüasyonun hiç olmaması

- Zamanı bilinmeyen yoğun menstrüel kanamalar

- Gebe kalmanın güçleşmesi

- Yüzde ve vücudun belli bölgelerinde tüylenme artışı (Bu bölgeler, yüzde; çene altı, yanak, bıyık bölgeleri, vücutta ise göğüs, göbek, sırt, bel, omuz, dirsek üstü, uyluk iç yüzü ve diz üstü bölgelerdir).

- Saçlarda incelme ve özellikle alın bölgesinde saç dökülmesi

- Kilo artışı veya obezite (özellikle bel çevresinde kalınlaşma)

- Cilt problemleri

- Akne (özellikle göğüs, sırt ve yüzde)

- Et benleri (özellikle ense ve koltuk altında)

- Boyun, koltukaltı ve kasıklarda cildin kalınlaşması ve renginde koyulaşma

- Depresyon veya anksiyete

- Kalitesiz uyku
 PCOS tanı kriterleri: 
Temel olarak üç tane tanı kriteri vardır:

- Aşırı androjen hormon varlığının belirti ve bulgularının olması veya kan testosteron düzeyinin yüksek olması

- Yumurtlama (ovulasyon) probleminin olduğunu gösteren düzensiz menstrüel siklüsler veya menstrüasyonun olmaması

- Bir veya her iki yumurtalıkta çok sayıda inci gibi dizilmiş kistlerin (foliküllerin) ultrason ile gösterilmesi.
 Tüm bu inceleme neticesinde başka hastalıkların olmadığı kanıtlanırsa ve yukarıdaki kriterlerden en az ikisi varsa PCOS tanısı konulur. Ancak kesin tanı ultrason görüntüsü ile konmaktadır.
 * PCOS görülen kişilerde genellikle insülin direnci, tiroit rahatsızlıkları ve obezite sık görülmektedir.
 Polikistik Over Sendromu bulunan kadınların çoğunda karın bölgesinde yağlanma, kilo vermekte zorlanma, aşırı derecede karbonhidrat tüketimi ve hipoglisemik dönemler (kan şekeri düşmesi) yaşanabilir.

* Kişilerin hastaneye başvurma nedenleri sıklıkla adet görmeye başladıkları dönemden itibaren başlayan adet düzensizlikleridir.
 PCOS Tedavi Yöntemleri:
- Yaşam tarzı değişikliği
- Beslenme tedavisi
- Medikal tedavi
- Psikolojik tedavi
 * İnsülin direncinin varlığı ve ovülasyon düzeni için medikal tedavi uygulanabilir. 
PCOS Beslenme Tedavisi:
. Öncelikle kişi ideal vücut ağırlığına getirilmelidir.
. Düşük glisemik indeks ve düşük glisemik yük ağırlıklı bir diyet programı uygulanmalıdır.
. Günlük alınan enerjinin %55-60’ı karbonhidrat, %15-20’si protein, %30’dan azı yağ ve bunun %10’dan azı doymuş yağlardan sağlanmalıdır.
. Basit şeker ve şeker kaynakları beslenmeden çıkartılmalıdır.
. Omega-3 yağ asidinin diyette arttırılmasının insülin direncini, androjen salınımını azalttığı ve hastalığın seyrini olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle haftada en az 2 kere balık ve gün içinde omega 3 yağ asitleri kaynakları (ceviz, keten tohumu, yeşil sebzeler vs.) tüketilmelidir.
. Günlük posa alımı 30 gramın altına düşürülmemelidir.
2- 3 saat ara ile besin tüketimi gerçekleştirilmelidir.
. İnsülin seviyesini düzenlemeye yardımcı olduğu ve kilo kontrolünü desteklediği için düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır.
. Su tüketimi ihmal edilmemelidir.
 Kilo kaybı ile;
· İnsulin direnci azalır,
. Kan lipid profili düzelir,
· Serum androjen konsantrasyonları azalır,
· Overlerin boyutu ve over kistlerinin sayısı azalır,             
· Yumurtlama ve doğurganlık artar.
 PCOS tanısı konmuş kişilerin önce Kadın Doğum Uzmanı veya Endokrinoloji Uzmanı, daha sonra diyetisyen ile görüşüp tedavinin başlatılması önerilmektedir.