19 Ocak 2015 Pazartesi

ŞİFALI ÇAYLAR

Soğuk kış günlerinde içinizi bitki çayıyla ısıtmak kadar güzel bir şey var mıdır? İçtikçe sağlığınıza sağlık katacak ve sizi rahatlatacak şifalı çayların hangilerinin hangi durumlar için tüketilmesi gerektiğini bilmiyorsanız yazıyı okumaya devam edin.


Adaçayı (Salvia officinalis)
Tüylü ve beyazımsı yapraklara sahip olan adaçayı ülkemizde bolca tüketilen çaylardan biridir. Sıcak suda demlendirilerek içilen adaçayı antiseptik ve antibakteriyel özelliklerinden dolayı ağız, boğaz, diş eti enfeksiyonlarında kullanılmaktadır. Hazımsızlık sorunlarına da iyi geldiği düşünülmektedir. Vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olan bu şifalı bitkinin sakinleştirici özellikleri de iddia edilmektedir. Adaçayının hafızayı güçlendirdiğine dair çalışmalar da bulunmaktadır. Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı yükselebildiğinden tansiyon hastalarının dikkatli tüketmesi gerekiyor.

Papatya (Matricaria chamomilla)
Papatya çayı yaygınlıkla sakinleştirici, rahatlatıcı, uykuya yardımcı olarak kullanılmaktadır. Yapılan son araştırmalar papatyanın kasları rahatlatıcı etkilerinin olduğunu ortaya koyuyor. Soğuk algınlığına da iyi gelen papatyanın bu etkisinin antibakteriyel özelliklerinden kaynaklanabileceği iddia edilmektedir. Papatya çayı, parazitlerin vücuttan uzaklaştırılmasında, diş eti ve ağız problemlerinde kullanılmaktadır. Gaz gidermeye yardımcı oluyor. Uterusu hareketlendirebileceği için hamilelerin kullanması önerilmiyor. 

Ihlamur (Tilia tomentosa)
Haziran ayında sokakları mis gibi kokularla dolduran ıhlamur çiçekleri kurutulup kış boyunca şifalı çay olarak ülkemizin hemen her yerinde yaygın bir şekilde tüketilmektedir. Bağışıklığı güçlendiren, göğüs yumuşatıcı özelliği bulunan ve terlemeyi sağlayan ıhlamur çayı özellikle soğuk algınlığına karşı tüketilen çayların başında gelmektedir. Mide bulantısı, ishal, gaz gibi sindirim sistemi sorunlarında da tüketilen ıhlamur çayı, içeriğinde bulunan farnesol ile anksiyeteye karşı da yatıştırıcı olarak fayda sağlamaktadır.

Yeşil çay (Camellia sinensis)
Antioksidan içeren bitkiler arasında en üst sıralarda yer alan yeşil çay aynı zamanda üzerinde en çok araştırma yapılan bitkilerden biridir. Bildiğimiz siyah çayla arasındaki fark sadece işlenme tekniğidir. Yeşil çay, siyah çaya göre daha az işlem görmektedir. Bu da onun antioksidan özelliklerinin korunmasını sağlamaktadır. Yeşil çayın ana bileşenlerinden biri olan epigallocatechin gallate’in (EGCG) kanser önleyici etkileri araştırılıyor. Araştırmalar EGCG’nin yağ yakımına yardımcı olarak kilo kontrolünü sağladığını da gösteriyor. Yeşil çayın içeriğindeki katekinler ve epikatekinler gibi antioksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklarla savaşmak konusunda vücuda destek olmaktadır. Yapılan çalışmalar yeşil çayın ayrıca kas yenileyici özelliğini de iddia etmektedir. 

Melisa (Melissa officinalis)
Ana vatanı Güney Akdeniz olan, limonumsu hoş kokulu bu bitki, ülkemizde oğul otu olarak da bilinmektedir. İçeriğinde bulunun citromellol nedeniyle yatıştırıcı, sakinleştirici etkisi bulunan melisa, uykusuzluk sorununa, strese karşı bitkisel bir alternatif sunmaktadır. Eski çağlardan beri bu özelliğinden faydalanılan bitkinin çayı kas gevşetici özelliklere de sahiptir.

Kuşburnu (Rosa Canina)
Aslında yabani gül bitkisinin meyvesi olan kuşburnunun en önemli özelliği tam bir C vitamini ve antioksidan deposu olmasıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinmektedir. C vitaminin yanı sıra tanen, pektin, karoten, meyve asitleri, A, B1, B2, K vitaminleri bakımından da oldukça zengindir. Kuşburnu çayı, toksinlerin vücuttan atılmasına da yardımcı oluyor.

Ayrıca;

. Hazmı kolaylaştırmak için içilecek olan çaylar: Papatya, biberiye, hibiskus, karahindiba. 
. Toksinlerin atımına yardımcı olacak çaylar: Papatya, ıhlamur, biberiye, rezene, mürver, yeşil çay. 
. Sinirleri yatıştırıcı, barsak ve midede gaz giderici çaylar: Papatya, adaçayı, anason, melisa, rezene, hindiba, nane. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder