22 Temmuz 2014 Salı

BAYRAMDA FAYDA YARATACAK ÖNERİLER !

http://nutrasystempoliklinik.wordpress.com/

Ziyaretlere yürüyerek gidebilir, asansör yerine merdiven kullanabilirsiniz. Şerbetli tatlılardan vazgeçemiyorsanız, bayram süresince mümkün olduğu kadar arzuladığınız miktarın yarısını yerseniz ve izleyen öğünde de sebze ağırlıklı beslenirseniz, daha az kalori almış olursunuz. İleride bu fazlalığı eritmek de daha kolay olacaktır. Bayram ile birlikte yeniden tüketilmeye başlanılan alkol miktarında dikkatli olmak, karaciğer sağlığı için önemlidir. Bayram sofrasında tüm yemek çeşitlerinden atıştırmak yerine, tabağa alıp onları bitirmeye çalışmak, ne miktar yendiğini görmeye yarar. Böyle yaparak, midenin yanında gözün doymasını da sağlamış olur. Bayram nedeniyle, çay, kahve, soda, meşrubat gibi normal günden fazla tüketilen sıvıların yanında, su tüketimini dengelemeyi hatırlamak da faydalı olacaktır.

SEVDİKLERİNİZLE KUCAKLAŞTIĞINIZ, MUTLULUKLARI PAYLAŞTIĞINIZ GÜZEL BİR BAYRAM DİLEĞİYLE... RAMAZAN BAYRAMINIZI KUTLARIZ.

Ramazan Ayı Sonrasında Fiziksel Aktivite

Ramazan Ayı Sonrasında Fiziksel Aktivite

Ramazan ayı boyunca beslenme düzeni ile birlikte bireylerin fiziksel aktivite düzenleri de değişmektedir. Oruç tutan bireyler, fazla enerji harcamamak ve iftar vaktinden önce acıkmamak için daha önce uyguladıkları egzersiz programlarını bırakmaktadırlar. Bu durum ise gereğinden fazla beslenen ancak hareketsiz kalan bireylerde kilo artışına neden olabilmektedir.
Ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmanın tekrar düzelebilmesi, vücut ağırlığının dengede tutulabilmesi için bayramdan sonra yeterli ve dengeli beslenme, öğün atlamama, bol su içme vb. sağlıklı beslenme ilkelerine uymanın yanısıra düzenli fiziksel aktivite yapmaya da özen gösterilmelidir.
Fiziksel aktivite; günlük yaşam içerisinde kas ve eklemleri kullanarak enerji tüketimine sebep olan, kalp ve solunum hızını arttıran ve yorgunlukla sonuçlanan aktivitedir. Yürüme, koşma, sıçrama, yüzme, bisiklete binme, çömelme kalkma, kol ve bacak hareketleri, baş ve gövde hareketleri vb. temel vücut hareketlerinin tümünü yada bir kısmını içeren çeşitli spor dalları fiziksel aktivite olarak kabul edilir.
Düzenli fiziksel aktivite;

Kas gücünü ve vücut esnekliğini artırır.
Kalp damar sistemini güçlendirerek dayanıklılığı arttırır.
Düzenli egzersizle kişi gerilimini azaltabilir, günlük baskılardan uzaklaşabilir ve zihnini zinde tutabilir.
İdeal vücut ağırlığına ulaşmayı ve yağ dokusunda azalmayı sağlar.
Daha iyi motor koordinasyon sağlar.
Çevikliği artırır.
Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kalp-damar hastalıkları, şişmanlık (obezite), şeker hastalığı (diabet), kemik erimesi (osteoporoz), depresyon, bel ağrısı, kireçlenme (artrit) gibi birçok hastalıktan korur ya da var olanların şiddetinin azalmasına neden olur.
Egzersiz yapmak için imkân olmadığı düşünüldüğünde, gün içindeki mecburi hareketler egzersize dönüştürülebilir.

Özel araç yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmek,
Gidilecek yere varmadan bir kaç durak önce inip yola yürüyerek devam etmek,
Hekim tarafından yasaklanmadığı takdirde asansöre binmek yerine merdivenleri kullanmak,
Hızlı yürüyüşle alışveriş yapmak hafif bir egzersiz yerine geçebilir.
Belirli bir program dahilinde ve profesyonel yardım almadan yapılacak egzersizlerde bilinmesi gereken bazı kurallar aşağıda sıralanmıştır:

Daha önce hiç egzersiz yapmamış olanlar egzersize gün aşırı 10 dakika gibi sürelerle başlamalı ve bunu zaman içinde en az 30 dakika olacak şekilde arttırmalıdırlar.
Egzersiz öncesinde yumuşak ve yavaş hareketlerle gererek kaslar ısıtılmalıdır.
Ani hareketler ve aşırı yüklenme özellikle daha önceden alışık olmayan bireylerde spor yaralanmalarına neden olabilir.
Bilinen bir kronik hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce kendilerini izlemekte olan hekime başvurmalıdırlar.
Egzersizle birlikte gelen şiddetli göğüs ağrısı ve nefes darlığının bir kalp hastalığının belirtisi olabileceği bilinmelidir.
Açık havada yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun olmadığı ortamları seçmek dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır.
Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz sağlık için hareketsizlik kadar zararlıdır.
Bireysel sağlığın ve dolayısıyla toplumsal sağlığın, fiziksel aktivite alışkanlığı gibi eğlenceli, düşük maliyetli ve yüksek verimli bir edinimle korunması, sağlık harcamalarının azaltılması konusunda da etkili bir araçtır. Örneğin, sürekli masa başında, bilgisayar karşısında çalışan bir kişinin vücut düzgünlüğünün farkında olmaması, ergonomik şartlarda çalışmaması, bilgisayar karşısında hiç ara vermeden sürekli çalışması, çalışmasına düzenli sürelerle ara vererek baş-boyun, omuz-kol ve gövde hareketleri yapmaması, ara sıra kalkıp yürümemesi vb. nedenlerden kaynaklanacak omurga problemleri, zamanla sırt, boyun ve bel ağrısı yakınmalarına dönüşecektir. Burada ortaya çıkan maliyete bir göz atacak olursak;
muayene için alınan izin ve bu süre boyunca ortaya çıkan iş gücü kaybı,
muayene ücretleri,
gerekli röntgen, MRI , vb. tetkikler,
tedavi giderleri (ilaç, korse, fizik tedavi, vb.)
sevk kağıdı, reçete, tetkik kağıdı, rapor, vb. evrak ve kağıt israfı,
sağlık hizmetlerinin her kademesinde çalışan eleman giderleri (doktor, hemşire, eczacı, fizyoterapist, hasta bakıcı, vb.)
işe dönüşten sonra verimi düşük çalışma,
stres, hastalık psikolojisi, ağrıya bağlı depresyon ve anksiyetenin uzun dönem etkilerini görebiliriz.
 Oysa yapılacak bir mesai planlamasıyla her gün en az 30 dakikayı egzersize ayırarak yukarıda sözü edilen problemleri önlememiz mümkün olabilecektir.

17 Temmuz 2014 Perşembe

Ameliyatsız İple Yüz ve Boyun Germe (İple Yüz ve Boyun Asma)


Son zamanlarda uygulanmaya başlanan; Ameliyatsız iple yüz ve boyun germe uygulaması ameliyatsız askı yöntemi olarak tanımlanabilmekte olup, tüm dünya'da uygulama sıklığı giderek artmaktadır. Ameliyatsız iple yüz ve boyun germe uygulamasında çok ince iğneler içine yerleştirilmiş PDO (polydioxanone) isimli vücutta eriyebilen ameliyat ipine benzer yapıdaki iplikler kullanılır; kırışıklık ve sarkma olan cilt bölgelerinde, bu ipler iğneler vasıtasıyla cilt altına yerleştirilir. Cilt altına yerleştirilen bu iplikler herhangi bir yan etkiye sebep vermeden, uygulanan bölgede mikro kan dolaşımı arttırır, tamir mekanizmaları harekete geçer ve kollagen üretim uyarısı olur. Aynı yöntem ile kaşlar da istenilen ölçüde kaldırılabilir, uygun hastalarda boyun derisinin gerdirilmesi de yapılabilir. 
Bu yöntemin hiçbir zaman bir yüz germe operasyonuna alternatif olmadığını belirtmek gerekir. Cildinde çok fazla sarkma olan vakalarda uygulanamaz, bu hastalarda cerrahi yöntemle yüz germe ameliyatının uygulanması gerekir.
Ameliyatsız İple Yüz- Boyun Germe, Kaş Kaldırma Kimlere Uygulanabilir?
35-50 yaş arasında olan,özelikle orta yüz bölgesinde sarkma ve buna bağlı olarak burun-dudak kıvrımında derinleşme, göz altı bölgesinde çukurlaşma, yanakta çökme, kaşlarda düşme ve alt  çene bölgesinde sarkmaları olan, cilt dokusu çıkarılmasına fazla ihtiyacı olmayan, cerrahi yüz germe operasyonu istemeyen, yapılacak işlemden beklentileri gerçekçi olan kişilere uygulanabilir.
Kullanım Alanları
- Nasolabiel Fold
- Çene Çizgisi
- Kaş Kaldırma
- Gözaltı Torbaları
- Çene Altı 
- Kazayakları
- İndian Fold
- Alın ve Boyundaki Derin Kırışıklıklar
Ameliyatsız İple Yüz- Boyun Germe, Kaş Kaldırma Avantajları Nelerdir?
-  Çok kısa bir süre içinde yüz germe uygulaması
-  İpler kendiliğinden çözümlene bilir ve zararsızdır.
-  Kolajen (büyüme faktörü içeriyor) üretimini aktive eder.
-  İnce kırışıklıkları giderir.
-  Basit ve güvenlidir.
-  Anında iyileşme sağlanır.
-  Lokal anestezi altında uygulanır.
-  İz bırakmaz.
-  İstenirse uygulama tekrarlana bilir.

1 Temmuz 2014 Salı

AŞIRI TERLEME

Aşırı terleme sosyal ve özel yaşamı olumsuz etkileyerek psikolojik sorunlara ve özgüven eksikliğine neden olabiliyor. Peki, bunu önlemek için ne yapmak gerekiyor?

Terleme neden olur?
Terleme doğal bir olaydır. Herkes terler. Terleme vücut ısımızı normalde tutmak için gereklidir. Örneğin sıcak havalarda ya da stres ve utanma gibi psikolojik faktörlere bağlı, ateşli hastalıklarda vücut ısımız artar. Beynimiz bu artan vücut ısısını normale getirmek için bazı sinyaller göndererek ter bezlerinin çalışmasına yol açar. Bu durum vücut ısısında azalmaya neden olur ve böylece doğal denge sağlanır.

 Ne zaman aşırı terleme olarak tanımlanır?
Terleme bazı durumlarda normalden daha fazla olur ve kişinin hayatını olumsuz etkiler. Terleme kişinin kıyafetlerinde bozulmaya yol açar. Vücutta kötü bir koku oluşmasına neden olur. Tüm bu sorunlar kişinin sosyal hayatını ve özel hayatını etkiler. İşte bu durumda aşırı terlemeden bahsedebiliriz. Örneğin avuç içi terlemelerinde kişi eliyle herhangi bir şey tutamaz, kimseyle tokalaşamaz, sürekli elerini saklama ihtiyacı duyar.

Aşırı terlemenin sebepleri nelerdir?
Terleme iki şekilde ortaya çıkar. Birincil (esansiyel) terleme; psikolojik faktörler, stres,  utanma, heyecan gibi duygusal değişikliklerde oluşan aşırı terleme durumu. Diğeri İkincil (sekonder) terleme; altta yatan bazı hastalıklar (tiroid hastalıkları, menopoz dönemi, yüksek tansiyon, nörolojik bazı hst..), ilaçlar, Alkol, kafein gibi maddelere bağlı ortaya çıkan aşırı terleme durumu. Biz burada herhangi bir hastalığa bağlı olmayan aşırı terleme rahatsızlığından bahsediyoruz.

Aşırı terleme bazı cilt hastalıklarına neden olur mu?
Aşırı terlemenin olduğu alanlarda mantar hastalıkları görülebilir. Mantar etkenleri nemli ortamları severler. Cildin bu bölgelerinde kötü kokulu mantar infeksiyonlarına neden olabilirler.
Bazı bakteriler terli ortamlarda daha fazla ürerler ve bu durumda bakteriyel infeksiyon oluşuma neden olabilirler. Bu durumda bazen akıntılı ve kötü kokulu, hatta terin renklenmesine yol açan problemler oluşturabilirler.Aşırı terleme terin ciltte oluşturduğu tahrişe bağlı ekzemalara da neden olmaktadır. Ekzemalar ciltte kızarıklık ve bazen pullanma şeklinde ortaya çıkar, çok kaşıntılı olabilir, kişinin sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir.

Aşırı terlemenin daha sık görüldüğü yaş aralığı var mıdır? 
Aşırı terleme en çok 18-25 yaş arasında görülmektedir. Yapılan çalışmalarda aşırı terleme toplumda %5 oranında görüldüğü saptanmıştır. Aşırı terleme sorunu artan yaşla birlikte azalabilir. Ancak ileri yaşlarda da aşırı terleme sorunu görülebilir.

Aşırı terleme vücudun hangi bölgelerinde daha çok görülür?
 Normal koşullarda cildimizde her yer terlemektedir. Ancak aşırı terleme olarak tabir edilen durumlarda özellikle en çok yüz, koltukaltı, avuç içi ve ayak tabanlarında görülür. Bu bölgeler ter bezlerinin en yoğun olduğu bölgelerdir. Beyinden gelen sinyallere daha duyarlıdırlar.


Aşırı terleme nasıl tedavi edilir? 
Aşırı terleme tedavisinde ilk tercih edilecek yöntem terlemeyi önleyici krem, deodorant ve solüsyonların kullanımı olmalıdır. Ancak bu yöntemlerin sürekli ve uzun süreli kullanımı gereklidir ve etkileri çoğu zaman yetersizdir.
Aşırı terleme tedavisinde iyontoforez yöntemi kullanılabilir. Elektrik akımı yoluyla terlemeyi önleyen bir metoddur. Özel bir cihaz ile iyontoforez uygulanmaktadır. Ancak koltukaltı terlemelerinde uygulanamaz.

Aşırı terleme tedavisinde en etkin tedavilerden biri botoks injeksiyonlarıdır. Özellikle yüz, koltukaltı ve avuç içi bölgelerinde tek seans ile terleme tamamen kaybolur. Botoksun etkisi 6-8 ay kadar sürmektedir. Botoks işlemi 15-30 dakikada uygulanmaktadır, herhangi bir anestezi gerektirmez. Tedavinin yan etkisi yoktur. Botoks işlemi yapıldıktan sonra 4-7 gün içinde terlemede yavaşlama olur. İşlemden on gün sonra terleme tamamen azalır. Hasta için oldukça konforlu bir işlemdir. 

Aşırı terleme tedavisinde cerrahi operasyonlar da uygulanmaktadır. Terleme bölgesindeki ter bezlerinin çıkarılması ya da terlemeye neden olan sinirlerin bloke edilmesi yoluyla terleme tedavi edilir.

Aşırı terlemenin önlenmesi vücudu olumsuz etkiler mi?
Terlemenin esas amacı vücut ısısının düzenlenmesidir. Bu amaçla tüm vücut yüzeyi terler. Ancak koltuk altları ve kasıklarda yer alan ter bezleri ergenlik sonrası faaliyete geçen ve daha çok hormonal sebeplerle koku salgılayan bezlerdir. Bu kokular hayvanlarda karşı cinsi cezbetmek için kullanılır. Ancak insanlarda bu tür kokular çekici değil, itici olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla bu ter bezlerinin çalışmaz hale getirilmesi vücudun ısı ayarını etkilemez ve herhangi bir sağlık sorununa neden olmaz.